Bu işe başladığımda, elimde üç şey vardı: Etli bitkiler, zevkim ve vintage kaplar. İşte ben de elimdeki bu üç şeyi birleştirerek sizlerin beğenisini kazandım.

Zaten eski kaplara da etli bitkilere de ilgim vardı. Ben yola botanikçi olarak çıkmadım. Sadece bu üç şeyi birleştirince neler yapılabileceğimin farkındaydım. Tabii bir de bitkilerin bakımı hakkında bilgilenmek gerekiyordu. Bu işe inanılmaz ilgi ve istekle sarılınca, kendimi kitapların, forumların içinde buldum... Bu bitkiler bir tutku yaratıyordu. Bağımlılık... Bunları öğrenirken bir yandan da neler yapacağımı planlıyordum. Artık her çukur kaba ekilebilir mi diye düşünmeye başlayınca önümde daha upuzun bir yol olduğunun farkına vardım. Bu bende heyecan yaratıyordu. Öğrendikçe, dikiyorum, diktikçe de fotoğrafını çekip paylaşıyordum. Sonra bu fotoğraflara inanılmaz bir ilgi oldu. Bunun da motivasyonuyla ve sevinciyle daha çok okumaya ve yaratmaya başladım. Öyle ki atölyemin her yeri çalışmalarımla doldu.